GOOGLE u Google Nasıl Başardı
| |
"Asla En İyiyle Yetinme"
2008 yılında Google dünyanın en değerli markasıydı ve yaklaşık 100 milyar dolar değer biçiliyordu. Üstelik bu değer, Millward Brown Optimor’a göre bir önceki yıla göre %16 oranında artmıştı. İnsanlar artık internette bir şey aramıyorlar; "Gugıllıyorlar." Başka bir deyişle, Google çevrimiçi arama sektöründe jenerik isim haline geldi. Bu devasa şirketin çok kısa zamanda ne kadar hızlı büyüdüğünü görmek gerçekten çok etkileyici.
Şirketin web sitesine göre (www.google.com):
Google, Milton Sirotta tarafından uydurulan googol kelimesinin bir türevi. Sirotta' Amerikalı matematikçi Edward Kasner’in yeğeni ve Kasner'le James Nevvman'ın beraber yazdıkları Mathematics and the imaglnation kitabında bu kelimeye yer verilmişti. Kelime 1 rakamının sağına gelen 100 sıfır anlamına geliyordu. Google'un kullanılış şeklindeyse şirketin uçsuz bucaksız, hatta, sonsuz sayıda bilgiyi internet üzerinden ulaştırma misyonunu yansıtıyordu.
Google ine. Resmen 1998yılında Larry Page veSergey Brin tarafindan kuruldu (aslında ikili 1995 yılında tanıştılar ve 1996 yılı başı itibariyle site üzerinde çalışıyorlardı. Çok kısa sürede Google gündelik yaşantını bir parçası haline geldi. Google'ın yıldızlar seviyesinde efsaneleşmesi gerçekten hızlı oldu ama insanlara istedikleri bilgiyi sağlamak kavramı tam olarak tamamlanmadı. Aslında Google'ın misyonu dünyanın bütün bilgilerini derlemek ve evrensel olarak erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmek.
ESİN VE ETİK
Google esin kaynağı olduğu kadar etik bir marka olarak şeffaflığa, kişisel ve sosyal sorumluluğa inanan günümüz gençlerinin markasının tipik özelliklerini gösteriyor. 2007 yılında piyasa değeri 86 milyar dolar civarındaydı ve uzun yıllar boyunca başı-çeken Coca-Cola’yı tahtından ederek en değerli marka unvanına kavuşmuştu, Google, yine: , 2007 ve 2008 yıllarında çalışılacak şirketlerin sıralandığı Fortune 100 listesine girdi.
Küresel marka statüsüyle birlikte hayranlık kazanırken, kurum içi cazibeyi hala elde tutuyor olmak çok kolay değildir. Daha kurulduğu ilk günden itibaren marka kültürü çok Önemliydi ve inanılmaz derecede büyümesine rağmen şirketin değer verdiği en önemli 10 şeyden asla vazgeçilmedi. Google açık bir şekilde "Asla En İyisiyle Yetinmeyeceğini” ortaya koyuyor. Ortaklardan Larry Page şirket web sitesinde şunu yazıyor;’
"Mükemmel arama motoru, ne demek; istediğinizi çok iyi anlar ve size tam olarak istediğinizi verir."
Bu Google kültürünün temel taşıdır ve markayı yönlendiren değerlerin eşliğinde gerçek anlamını bulur. İşte. "Google’ın doğruluğuna inandığı 10 şey":
- Kullanıcıya odaklandığında gerisi gelir.
- Sadece bir şeyi gerçekten ama gerçekten iyi yapmak gerekir,
- Hızlı, yavaştan daha iyidir.
- Web üzerinde demokrasi işliyor.
- Bir cevaba ihtiyaç duymak için masanda oturman gerekmiyor.
- Kötülük yapmadan da para kazanabilirsin.
- Dışarıda her zaman daha fazla bilgi vardır.
- Bilgiye duyulan ihtiyaç sınırları aşıyor.
- Takım elbise giymeden de ciddi olabilirsin.
- Harika, yeterince iyi değildir.
MARKA MİMARİSİ VE SATIN ALMALAR
Google, çok miktarda ürün ve hizmeti beş ana tema altında toplayarak inanılmaz bir hızla yoluna devam ediyor:
- Keşfet ve yenilik yarat
- İletişim kur, göster ve paylaş
- Mobil ol
- Bilgisayarının daha iyi çalışmasını sağla
Google, erişim kabiliyetini artırmak için birçok markayı bünyesine kattı, hepsi de benimsedikleri ticaretin özüne uygundu. Bu satın almaların arasında YouTube (büyük bir işti; 2006 yılında 1,66 milyar dolara satın alındı), Advvords, Picasa ve Doubleclick markaları da vardı.
Marka mimarisi açısından Google ürün yerine kurum markası trendini takip ediyor. Bu yüzden birçok ürününün kendi ismi yoktur ve sadece tanımlarıyla anılırlar; Google Desktop, Google Maps, Google Calendar gibi. Bunun yanı sıra ana markanın ürün markasını desteklediği durumlar da yok değil -Gmail'de olduğu gibi-ama renk ve yazı tipi özellikleriyle kolayca tanınmaları garantiye alınmıştır. Google'ın marka olarak geri durduğu durumlar YouTube, MySpace ve Picasa gibi bünyeye katılan büyük markalarıdır. Bunun en büyük sebebi muhtemelen Google'ın bu güçlü markaları ve onların müşterilerini rahatsız etmek istememesidir; en azından şimdilik. Google ileriki aşamalarda bu markaları kendi kurumsal marka adıyla ilişkilendirerek kendi kurumsal imajını güçlendirebilir ama aşırı Google görüntüsü nedeniyle pek de tercih edileceğini sanmam. Üstelik sosyal ağ markalarının müşterileri gönüllü olarak verdikleri kişisel bilgilerinin başka bir şirketin (Google) eline geçmesini istemeyeceklerdir.
GOOGLE KÜLTÜRÜ ÇEŞİTLİLİĞİNİ KUTSUYOR
"Çeşitlilik ve kapsam Google'ın iş yapış şeklinin temelini oluşturuyor. Var olduğumuz her ülkede yerel şirket olmak ve farktı kültür, dil ve gelenekten insanları anlamak istiyoruz. üzerinde çalıştığımız projeleri, İşe aldığımız insanları ve önümüze koyduğumuz hedefleri bu yaklaşım yönlendiriyor. Kullanıcılarımızın nerede olur larsa olsunlar faydalanabilecekleri ürünler yaratmaya uzun zaman harcıyoruz ve çeşitliliğe ve kullanıcılarımıza olan bu bağlılığımızın başarımızın baş etkeni olduğuna inanıyoruz," diyor EMEA Operasyonları başkanı Nikesh Arora (Google UK lld). .
Web sitesi üzerinde sözlerine devam ediyor
Google arama motoru ve sunduğu araçlarla küresel çeşitlilikteki hedef kitleyi yansıtan bir organizasyon yapısı oluşturmak istiyor. En iyi yetenekleri işe almamıza ek olarak bakış açılarının, fikirlerin ve kültürlerin çeşitliliğinin bizi daha iyi urun ve hizmetler üretmeye ittiğine inanıyoruz. Çalışanlarımızın -ve ortaklarımızın çeşitliliği, dünya çapındaki çeşitli müşterilerimize ve hissedarlarımıza daha iyi hizmet etmemizi sağlıyor.
Google, çeşitliliği bir iş gerekliliği olarak görüyor. Faal olarak üniversite öncesi girişimleri, üniversite öğrencilerini ve profesyonel yapıya sahip ortaklıktan çeşitlilik konusunda yüreklendiyor, heveslendiriyor; kapsamlı işbirlikçi ve yaratıcı bir ortamda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
İşte Google çatışma ortamında bulabileceğiniz bazı şeyler:
- Buenos Aires'teki bir duvar resminden Zürih'teki hava gondollarına kadar birçok. yerel tat, her bir ofisin lokasyonu ve kişiliğini yansıtıyor,
- Toplantılar arası verimli seyahat için bisikletler, köpekler, lav lambaları ve masaj koltukları
- Üç ya da dört ekip üyesi Googlecı için paylaşım küpleri, yurtlar ve kucaklaşma ’ : odaları (sadece birkaç ofiste!).
- Her çalışanın elinde (ya da bisiklet sepetinde) hareket halinde kod yazmak ya da not almak için diz üstü bilgisayar. –
- Masa futbolu, bilardo masaları, voleybol sahaları, çeşitli video oyunları,.piyanolar, masa tenisi, kucak bilardosu, yoga ve dans dersleri de olan spor salonları.
- Çalışanların kurdukları her türden sosyal kulüpler; meditasyon dersleri, film kulüpleri, şarap tadım gruptan, satsa dans kulübü gibi,
- Çok sayıda kafede çatışanlar için öğlen ve akşam yemekleri ve güneş banyosu eşliğinde beyin fırtınaları için bahçe mobilyaları.
- Googlecıların günü atlatabilmeleri için çeşitli atıştırmalık ve içeceklerle dolu atıştırma odaları.
Yönetim kurulu başkanı ve CEO Eric Schmidt de web sitesinde düşüncelerini paylaşıyor:
"Ürünlerimiz ve araçlarımız küresel ve kültürel olarak çeşitlilik gösteren bir hedef kitleye hitap ediyor - o yüzden çalışanlarımızın dünyanın en büyük yetenekleri olmalarının yanı sıra müşterilerimizin, kullanıcılarımızın ve yayıncılarımızın çeşitliliğini yansıtabiliyor olmaları bize stratejik bir avantaj sağlıyor. Geniş bir kültür ve geçmiş yelpazesinden farktı bakış açıları ve fikirleri olan insanları işe alıyoruz çünkü bunu bir gereklilik olarak görüyoruz. Bu felsefeyle hem en yetenekli çalışanlara ulaşabiliyoruz hem de daha sorumlu ve ilgili takımlarla daha iyi ürünler yaratabiliyoruz."
GOOGLE; DOST MU DÜŞMAN MI?
2009 yılında, ayrı zamanlarda gerçekleşen birçok inceleme nedeniyle Google, mevzuat konularında dikkatleri üzerinde topladı. Şirketin avukatları, milyonlarca kitaba internetten ulaşımı sağlayacak yazar ve yayın evi anlaşmalarını yapmaya zorlandı. Bazılarına göre bu durum, dijital kitaplardaki rekabeti azaltacaktı. Diğer yandan Google'ın işe alma pratikleri de federal inceleme altına alınmıştı; diğer şirketlerle birbirlerinin yöneticilerine teklif götürülmemesi üzerinde anlaşılmıştı.
Buna ek olarak Federal Ticaret Komisyonu, Apple ve Google yönetim kurullarında da görev alan Google CEO'su Eric Schmidt'in de rolünü anlamaya çalışıyordu. ABD Hukuk, Bakanlığı da Google'ın reklam politikasını eleştiriyordu. Wall Street Journal'ın bir haberine göre : "İnternet arama reklamları ve internet arama sendikasyonu eşit derecede antitröst pazarlardır ve Google bu tür hizmetlerin en büyük sunucusu olarak pazarın %70'ini sahiplenmiştir." Bu incelemeler, kitap yazılırken hala devam ediyordu.
Şirketler Google gibi hızla büyüyüp başarılı olduklarında, otomatikman mevzuatla ilgili,' dikkatleri üzerlerine çekerler. Microsoft da benzer meselelerle baş etmek zorunda kalmıştı ve antitröst mevzuatlarına uymadığı ve rekabeti engellediği için Avrupa'da çok ağır cezalara çarptırıldı.
Bütün yasal görüşlere rağmen Google'ın önlenemez yükselişinin devam edeceği açıktır. Google markasının bundan sonraki başarılarının kıstası, kanatları altına aldığı şirketlerin sayısı ve kalitesi-olacaktır. Bu şirketleri nasıl kontrol edecekleri ve Google kültürüne dahil edip edemeyecekleri önem kazanacak. Başka bir deyişle, başarı Google’ın' markasını ne kadar etkin yönetebildiğiyle belirlenecek.
« Prev Post
Next Post »