Kayıtlar

Translate

Kırk senedir beklediğim

  Kırk senedir beklediğimdin.. Geç bulduğumdun, şimdi yoksun..! Daha kaç sene bekleyeceğim..! Çöldeki kumlar kadar susuzum..! Gelişin nisan yağmuru olsun..! Hani dergâhımızın avlusuna.. Bakırdan koskoca bir tas koymuştun..! Nisan yağmurları dolsun da.. Orucumuzu bin bereketli yağmurla açalım diye.. Gönlümün nisan yağmurlarıyla ıslanan gülü.. Açmayacak mısın halâ..? Hz.Mevlânâ

Geçip Gitmeden...

Resim
  İçimde birşeyler çoktan kırıldı. Yüreğim dermansız derde tutuldu. Yıllar sanki senden hesapmı sordu. Dönmesen de geri farketmez artık. Belimi büküyor böyle ayrılık. Verdiğin acılar hasret tanıdık. Görmedimki birgün senden yakınlık. Dönmesen de geri farketmez artık. Nasılsa olanlar oldu gönlüme. Yaktığın ateşi bırak söndürme. Sevdanı çekerim kendi kendime. Dönmesen de geri farketmez artık. Gözlerim alıştı sensiz olmaya. Bir ömür sevgisiz bitiyor yazık. Yaşanan her günüm hasret tadında. Dönmesen de farketmez artık. Bir haber vermeden hiç görünmeden Sevgilim ayrılmış gitmiş bu yerden Eline yabancı bir el değmeden Aşkımı duyar da gelir mi bilmem? Bir haber vermeden hiç görünmeden Sevgilim ayrılmış gitmiş bu yerden Eline yabancı bir el değmeden Aşkımı duyar da gelir mi bilmem? Giderken yollarda acı duymuştur Güzel gözlerine yaşlar dolmuştur Belki de gittiğine pişman olmuştur Aşkımı duyar da gelir mi bilmem? Giderken yollarda acı duymuştur Güzel gözlerine yaşlar dolmuştur Belki de gittiğin

Yaşamın kıyısında "Yalnız Sen"

Resim
  Her  yerde Sen, Eskimesin hatıratın diye, Kapağı açılıp yazılmamış bir okul defterinde, Bazen yerinde duramayan bir bebeğin, Çakmak çakmak gülümseyen gözlerinde, Bazen de unutulmamış sevdaları anlatan şiirlerde. Çıkmaz bir sokakta, Işığı büyürken  Sarı lambaların, Kaderimin kitabını okuyorum, Sebebini bir türlü çözemediğim Her yırtık sayfada isim isim Sen.   Ah! Geçmek bilmeyen zaman, Nasıl da akıyor mahzun gözlerinden, Geceler uzun, ben yorgun, Yaşamın kıyısında yalnızım, Karanlığa saplanan aynadaki, Boncuk boncuk gözlerimde Sen.   Nakış nakış dokunmuş, Beyaz üzerine altın sarısı ipekten güneş, Ortasında yola çıkmış Mavi gemi desenli, İlmek ilmek kilimlerde Sen, İrkiliyor ateşten yüreğim, Yüreğimi ikiye bölüp gemilere yüklüyorum. Hani  beni de Sensiz bırakmasınlar diye. Belki de Kaf Dağı’na götürürler bizi, Zümrüdü Anka olur, Sonsuzluğa ereriz.   Bak! Fırtına olmuşsun, Soğuktan çatlıyor dudakların, Davetsiz bir martı ile sana günaydın diyen, Yanıbaşında durmuş deniz fenerinde Sen. D