Cemil Meriç... BİR DÜŞÜNCE ARKEOLOĞU
Alıntı “Hem Doğu’ya Batı’dan bakan bir müsteşrik, hem de Batı’ya Doğu’dan bakan bir müstağrip… Her iki kimliği kesin bir sınır tanımaz düşünce, ya da çok sevdiği bir deyişle ‘geniş bir tecessüs’… Hem ‘Ümrandan Uygarlığa giden, hem de “Kültürden İrfana dönen bir yolda ve ‘kendi semasında tek yıldız’…” * Türk Düşünce tarihinin kilometre taşlarından biriydi o. Sorulduğunda kendini, “Türk irfanına adayan münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” olarak tanıtırdı. Bir ömür boyu hayat tarzı olarak benimsediği okumak yazmak araştırmak şeklindeki fikir işçiliği sonucu elde ettiği ilmi ile Doğu ve Batı medeniyetlerini mukayese etmiş, 60’lı yıllardan itibaren de bütün hakikatleri kendi tenkit süzgecinden geçirerek ülkesinin insanlarını her türlü kültür istilasına karşı uyarmayı amaç edinmişti. Kızı Ümit Meriç ise, “Cemil Meriç bir isyandı” der, “Tarihten gelen, coğrafyadan gelen haklarımızın yok sayılmasına karşı isyan; az gelişmişlik yaftasını bir nişan-ı zişân gibi Osmanlı